Sinema haricinde birçok ilgi alanım var ama mitoloji ve tarih en önde gelenleri diyebilirim. Homeros'un yıllar yıllar önce yazdığı İlyada ve Odysseia destanı ise benim için en önemlisi diyebilirim. Daha çok küçük iken okuduğum bu destan beni çok derinden etkilemiş ve mitolojiye olan ilgimi arttırmıştı. Hepinizin bildiği gibi destanın bir bölümü Truva savaşını anlatır. Diğer bölümü ise İthaca Kralı Odysseus'un eve dönüş hikayesini konu alır. Savaşta kazanılan zaferin(hileli de olsa) mimarı Odysseus, evi İthaca'ya dönerken başından birçok olay geçmiştir. Askerleri ile evi dönüş yolculuğu yıllarını almıştır. İşte bu bekleyiş, en çok sevgili karısı Penelope'yi üzmüştür. İthaca ülkesi, kralsız ve lidersiz kalmıştır ve soylular tarafında kraliçe Penelope, biriyle evlenmesi yönünde yoğun bir baskı altına alınmıştır.Ayrıca, babasının da baskıları artık Penelope'u yıldırmıştır. Fakat o, halen çok sevdiği kocası Odysseus'un ölmediğini düşünmektedir ve kendince bir çıkış yolu bulur ve babasını ikna eder. Olay şudur ki, Penelope bir halı örmeye başlar, eğer o halı bitmeden kocası gelirse ne ala, eğer gelmezse başka biriyle evlenmek zorunda kalacaktır. Her sabah halıyı örmeye başlayan Penelope, akşamları olunca bir bir ördüklerini çözer. Bu durum sayesinde Penelope'un halısı birtürlü bitmez ve kocası Odysseus geç de olsa İthaca'ya varır. İşte, o günden sonra Penelope'nin yünü diye bir deyim oluşur. Halen uluslararası ilişkiler dalında çokça kullanılan bu deyim, birtürlü çözüm yolu bulunamayan uzadıkça uzayan süreçler için kullanılır...
1 yorum:
"Penelope'nin yünü " bilmiyordum bunu sayenizde öğrendim. teşekkürler.
Yorum Gönder