Pages

Western etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Western etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22.11.2009

The Three Burials of Melquiades Estrada (Üç Defin)


Karşımızda birçok yönden başyapıt olarak sayabileceğimiz bir film var. Kısaca, modern bir western gibi gözüken film. Öte yandan, dram, macera ve suç öğelerini çok güzel sentezliyor. Filmin, yönetmenliğini ve başrolünü Tommy Lee Jones üstleniyor. Usta oyuncu, her iki yönden de müthiş bir performans ortaya koyuyor. Yan rollerde, Barry Pepper, January Jones, Melissa Leo ve Julio Cedillo var. Senaryo ise, ödüllü senarist Guillermo Arriga'ya ait. Senaristi daha önce, 21gram ve Amores Perros filmlerin den hatırlıyoruz. Bu senaryoda da daha öncekileri gibi iç içe geçmiş hayatları, şiirsel, dokunaklı ve abartmadan yine bizlere aktarıyor. Hikayemiz Amerika'nın ,Meksika sınırında küçük bir kasabada geçiyor. Sınır devriye polisleri tarafından kontrol edilen sınır sürekli, Meksikalı göçmenler tarafından ihlal edilmektedir. Sınıra yeni atanan memur Mike, birgün kaza eseri bölgede kaçak olarak çalışan bir göçmeni vurur. Olay yerinde ölen Estrada, bölgede birçok insanın sevdiği ve kasabanın ağır abilerinden Pete Perkins'in en yakın arkadaşıdır. Mike, Estrada'yı boş bir araziye gömer ve olaya unutturmaya çalışır. Fakat, ceset bulunur ve bir mezarlığa ikinci defa defnedilir. Bu arada, Pete, en yakın arkadaşının katilini bulmaya and içmiştir. Ve gerçekleri çok da uzamadan öğrenir. İşte bu noktada, Mike, Pete ve Estrada üçüncü defini gerçekleştirmek üzere yola çıkarlar. Pete'in en büyük amacı, dostuna verdiği sözü tutmak ve onu evinin bahçesine gömmektir. Estrada'yı, öldüren Mike ise bu yolculukta zorla bile olsa Pete'e eşlik eder. Yolculuk sırasında birçok macera yaşayan bu ikili, ya da üçlü, yolculuğun sonunda ise birçok sırla ve süprizle karşılaşırlar... Daha önce söylediğim gibi her yönden bir başyapıt sayılabilecek bir film, hem bir modern western, hembir macera, hemde bir dram filmi. Bu üç unsuru bu kadar başarılı bir şekilde sentezleyen film sayısı çok azdır. Bir not'ta, yönetmen ve başrol oyuncusu Tommy Lee Jones için ayırmak istiyorum, bu rollerine alışık olduğumuz bir aktör ama yönetmenliğini de oyunculuğu kadar başarılı olduğunu kanıtlamış, ve modern bir kovboyun hayatını çok güzel bir şekilde sinemaya aktarmıştır. Kesinlikle tavsiyemdir, iyi seyirler...

23.09.2009

A River Runs Through It(Bizi Ayıran Nehir)



Amerikan öykü yazarı Norman Maclean'in kendi gençliğini anlattığı hikayelerinden yola çıkılarak yazılan,baba-oğul eksenli,Amerika kırsalında (Montana) çekilen Robert Redford imzalı bir film Bizi Ayıran Nehir.Robert Redford 1980'de Ordinary People ile başladığı yönetmenlik serüvenine The Milagro Banfield War'la devam etmiş ve her iki filmde de iyi bir izlenim bırakmıştı.1992 yapımı olan Bizi Ayıran Nehir bu anlamda Redford'un yönetmenlik deneyiminin,iyi giden bir serinin üçüncü filmi olmuştur diyebiliriz.Zira 3. filminden sonra sürekli düşüş içinde olacaktır yönetmen Redford.Buna örnek olarak 2007'de çektiği Lion for Lambs'ı da gösterebiliriz.Anlaşılması zor,uzun ve sıkıcı bir filmdi.


Filmin Redford'un yönetmenliğinde "yükseliş devri"nin son filmi(şahsi fikrim) olarak durduğunu ,öte yandan Brad Pitt'in kariyerinde de ilk ciddi performans olduğunu belirtelim.Birden fazla meziyeti olan bir genç rolündeydi Pitt ve bu anlamda ilk kez bu kadar komplike bir rol aldığını söyleyebiliriz.Cesur,gözüpek,spora özellikle balıkçılığa inanılmaz yatkın aynı zamanda alkolik,kumarbaz tüm bunlara rağmen dikkat çeken bir gazeteci ve en önemlisi tüm asiliklerine,taşkınlıklarına karşı kendisine sempati duymaktan alıkoyamadığımız saf,çocuksu duruşu...Büyük ihtimalle bunların hepsini olmayı ilk kez deniyordu Pitt.

Tam olarak emin değilim ama filmin En İyi Görüntü Dalı'nda Oscar aldığını hatırlar gibiyim.Hoş,Oscar almamış olsa da görsel anlamda değerinden bir şey kaybetmiş sayılmaz.Gerçekten görüntüler enfes.ABD'nin Anadolu'su diyebileceğimiz Montana Eyaleti'nde geçen filmde,doğal güzellikler ekrana harika yansıtılmış.Film, Birinci Dünya Savaşı Öncesi Amerikası'nı anlatmış olmasıyla da dikkat çekiyor.Dinsel ögelerinde hiç aşırıya kaçmadan,yerinde kullanılmış olduğunu belirtelim.


NOT:Film sırf farklı tekniklerde alabalık avlamanın yöntemlerini görmek için bile izlenebilir.

1.09.2009

The Good, The Bad and The Ugly...


Klasik Western tarzında sinema tarihinin en iyi filmi olarak gösterilen bu yapım, genel anlamda da sinema tarihinin en iyi ilk 10 filmi içinde gösteriliyor. 1966 yapımı film'in yönetmenliğini Sergio Leone üstleniyor, yönetmen Western filmlerine getirdiği farklı üslubla tanınıyor. Diğer önemli filmleri; Bir Avuç Dolar, Birkaç Dolar İçin vs... Filmde, tarihsel olaylar başarılı bir kurgu ile sentezlenmiş ve başarılı bir anlatım ortaya çıkmış. Amerikan iç Savaşı'nın, süreci ve genel olarak etkileri yüzeysel olsa bile anlatılmış. Bir yandan Savaşı izlerken, bir yandan da 19yy.'da ki Vahşi Batı'nın gerçekleri ile yüzyüze kalıyoruz. Hikayemiz, 3 kişi arasına dönüyor, bu 3kişininde hem benzer özellikleri var hemde birbirilerini ayıran derin farklılıkları. The Ugly(Tuco), azılı bir kanun kaçağıdır, yersiz yurtsuz başı boş bir şekilde gezer, tek derdi hırsızlık veya düzenbazlık yaparak para kazanmaktır. Ayrıca, The Good(Blondie) ile geçiçi olsada ortak işler yaparlar. The Bad( Angel Eyes)'da ise içlerinde en korkutucu olanıdır, gözünü hiç kırpmadan adam öldürebilir ve çok acımasızdır. Son olarak Blondie'yi tanıtmak gerekir ise, o karizmatik ve hoşgörülü bir Kovboy'dur, kanunsuz işler yapsa bile içinde acıma hissi olan, paylaşmayı bilen ama inanılmaz bir biçimde zeki olan ve içlerinde silahı en iyi kullanandır. Bu üçlünün yolu, Savaş sırasında kaybolan altınların yerini bulma yolunda kesişir ve inanılmaz keyifli ve eğlenceli bir serüven ortaya çıkar. Klasik Western filme ilgisi olan herkesin izlemesi gereken bir film, gerek müzikleri, gerekse de konusu bakımından , kendi tarzında bir başyapıt. Ayrıca, başarılı oyunculukları da kenara atmamak lazım, bu filmde ki Blondie rolü ile, Clint Eastwood yaşayan bir efsaneye dönüşmüş ve replikleri ise kült hale gelmiştir...

imdb puanı: 9.0