Kenarda köşede kalmış ve gereken popülerliği yakalayamamış, filmlere bayılırım. The Big White'da, işte tam bu filmlerden biri. Gerek doğa koşulları'nın filme getirdiği görsellik, gerek oyuncu performansları ve gerekse de kara mizah tarzını iyi yansıtması ile benden 10 üzerinden 7.5 almayı hak etti. Öncelikle, film doğa koşulları itibarı ile bende hep merak uyandırmış olan, Alaska'da geçiyor. Karlar altında ki o kasaba, içi boş mekanlar ve huzursuz ve hafif sinirli komik insanlar. Hepsi, tam anlamıyla filme bir hava katıyor, aynı Fargo gibi. Belki, filmi bu kadar beğenmem de ki neden , Fargo'ya benzetmiş olmasıdır.
Paul Barnell(Robin Williams) ve karısı Margeret(Holy Hunter) büyük mali sıkıntı içinde, Alaska'da yaşayan bir çifttir. Paul, gerek sahip olduğu turizm bürosunun devamı için, gerekse de karısı Margeret'ın psikolojik tedavisi için yüklü bir paraya ihtiyacı vardır. Tek umudu ise, 3yıldır ortalarda olmayan kardeşi Raymond'ın(Woody Harrelson) hayat sigortasıdır. Fakat, Alaska yasalarına göre kayıp olan kişinin , 5yıl bulunamaması üzerine ancak sigorta parasını alabilmektedir. Bu durumda Paul'un aklına şeytanca bir fikir gelir ve birgün iş çıkışı çöpte bulduğu donmuş cesedi, kardeşi Raymond'a benzetmeye çalışır. Kaza ile öldüğü imajını verip, 1 milyon dolar alma peşine düşer. Fakat, uyanık sigortacı, eşcinsel mafya bozuntuları ve gerçek Raymond'ın çıkıp gelmesi tüm işleri Arapsaçı'na döndürür.
The Big White, kaliteli oyuncu kadrosu ve başarılı kurgusu ile benim çok hoşuma giden bir film oldu. Kara hasret kaldığımız bu kış günlerinde, karlar içinde geçen sıcak ve samimi bir suç filmi. Tavsiyemdir, iyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder