Güney Kore sinemasının yükselen yıldızı, Kim Ki-duk'un yönetmenliğini üstlendiği bu film, uluslararsı arena da birçok övgü almış ve ödüllere layık görülmüştür.61. Venedik Film Festivalin'de en iyi yönetmen ödülünü alan film, bir çok yönden Kim Ki-duk en iyi filmi sayılabilir. Bu filmde, Duk, en az seviyeye indirdiği diyaloglar , görsel öğeler ve muthiş müzikler ile bir başyapıt kazandırmış sinemaya. Kendine ait bir hayatı olmayan ve başka hayatlara kendine has yöntemlerle dahil olan bir adamın hikayesini konu alıyor film, genç adam tatile giden insanların evlerine giriyor ve bir aile ferdi gibi davranıyor bu evlerde. Yemek yiyor, duş alıyor, çamaşırları yıkıyor ama kesinlikle hırsızlık yapmıyor. Ve kendince, jestler yapıyor, evdeki bozuk eşyaları tamir ediyor ve evleri terk ediyor. Yine birgün, bir eve misafir oluyor fakat bu sefer evde birinin olduğunu geç fark ediyor. Evdeki genç kadın sürekli, kocasından şiddet gören ve mutsuz, içine kapanık biridir. İlk başta, birbirinden çok farklı görünen bu ikili arasında inanılmaz bir çekim gelişiyor ve umutsuzca birbirilerine aşık oluyorlar. Genç kadın, kocasından ve evinden kaçarak, bu genç adamla yaşamaya başlıyor ama birçok olumsuzluk onların peşini bırakmıyor. Kadının kocası yüzünden hapse düşen kahramanımız, bir süre sonra hapisten çıktıktan sonra herşey bu aşıklar için farklı bir boyut kazanıyor. Kişisel olarak söyliyebilceğim, son dönemlerde izleyipte en çok etkilendiğim ve büyülendiğim film. Duk, herkese az diyalog, ve sadece jestlerle, mimiklerle nasıl güzel film yapılabilceğini göstermiş. Kelimelerin, yetersiz kalabilceği büyük aşklar ve büyük hayatlar vardır ve bu film bunun ispatı gibi. Film'in sonunda geçen tek cümle bence filmi en iyi şekilde özetliyor , 'it's hard to tell that the world we live in is either a reality or a dream'...
imdb puanı: 8.0
1 yorum:
sonunda bu filmi izledim ,gerçekten ben de tavsiye ederim , özellikle sizin de değindiğiniz gibi az diyalogla çok şey anlatılan bir film olmuş
Yorum Gönder