Pages

16.02.2010

Cool Hand Luke


Uzun zamandır, klasik filmlerden uzak kalmıştım ve sizlerle film kritiği paylaşamamıştım. Bu nedenle bu hafta, ilk yazımı çok sevdiğim klasik bir film ile başlamak istiyorum. Cool Hand Luke , 1967 yapımı bir film. Senaryo, Donn Pearce'in aynı adlı romanından beyazperdeye aktarılmış. Filmin, yönetmenliğini ise Stuart Rosenberg üstleniyor. Başrollerde ise karşımıza, Paul Newman, Denis Hopper, George Kennedy ve Strother Martin çıkıyor. Özellikle, Paul Newman'ın başarılı oyunculuğu filme damga vurmuş ve hem Newman hem de film, daha sonraları bir fenomen haline gelmiştir. Görünüşte basit bir hapishane filmi gibi gözüksede, hem içindeki replikler hem de senaryonun işleniş biçimi filme çok ayrı bir hava katmıştır. Luke, savaş gazisi bir serseridir. Bir akşam, sarhoş haldeyken kamu malına zarar vermekten içeri alınan Luke, Güney'de bir hapishaneye gönderilir. Hemen, ilk andan duruşu ve tarzı ile diğerlerinden farklı olduğu ortaya çıkar. Otoriteye boyun eğmeyeşi, kaybetmeye tahammülü olmayan şaslı hali ve kurnaz gülüşü ile adı 'Cool Hand Luke' a çıkmıştır. Şanslı, Luke'un şansı annesinin ölümü ie bir anda değişir ve firar etme teşebbüsleri birbirini izler. Her firardan sonra yakalandığın da , yapılan işkencelerden dolayı herkes, Luke'un pes etmesini beklerken, o pes etmez ve son firarını da gerçekleştirir. Günümüz, hapishane temalı filmlerin ve dizilerin bana göre, atası olan bu film, 2 saat boyunca keyifli zaman geçermenizi sağlıyor. Ayrıca, Paul Newman'ın bu filmden sonra hayranı olmamak elde değil.

p.s: Filmde geçen bir iki replik çok hoşuma gitti ve bunları sizinle paylaşmak istedim;

luke: i can eat fifty eggs.
dragline: nobody can eat fifty eggs.
convict: you just said he could eat anything.
dragline: did you ever eat fifty eggs?
luke: nobody ever eat fifty eggs.


luke: what we've got here... is failure to communicate

p.s2: Luke'un annesi öldükten sonra söylediği şarkı da bence, hüznün bugüne kadar aktarılmış en eğlenceli haliydi. İşte sözler;

i don't care if it rains or freezes...
...as long as i got my plastic jesus...
...sitting on the dashboard of my car.
comes in colors pink and pleasant.
glows in the dark 'cause it's iridescent.
take it with you...when you travel far.
get yourself a sweet madonna...
...dressed in rhinestone sittin' on...
...a pedestal of abalone shell.
going 90, i ain't scary...
...'cause i got the virgin mary...
...assuring me...
...that i won't go to hell.
get yourself a sweet madonna...
...dressed in rhinestone sittin' on...
...pedestal of abalone shell.
going 90, i ain't scary...
...'cause i got the virgin mary.
assuring me...
...that i won't go to hell.

5 yorum:

Unknown dedi ki...

sana inanmıyorum... filmi ben de unutulmaz sahneler bölümüme koyacaktım...yine de koyacağım... benim de çok sevdiğim filmlerden biri... hatta bir ara nick name olarak da kullanmıştım...

Hect. dedi ki...

@goks

film gerçekten, repliler açısından ilgi uyandıran, muhteşem bir hapishane filmi. Unutulmaz replikleri, zaten büyük bir beğeniyle okuyorum bloğunda, bir kaç kaçırdığım replik olabilir, merakla bekliyorum. Teşekkürler...

equinox dedi ki...

affiniza siginarak ben bu fifty eggs ile ilgili repligin esprisini tam cozemedim (belki goks'un yazisindan sonra daha aciklik kazanir) ama film secimi cok iyi, tesekkurler.

Hect. dedi ki...

@equinox

anladığım kadarı ile filmi izlememişsiniz, fiilmin içinde geçen bir iddaa repliğiydi. Luke kimse 50 yumurta yiyemez 1saatte ama ben yerim dedi, ve kıvrana kıvrana 50yumurtayı mideye indirdi:)

equinox dedi ki...

izlemedim.
ama izliycem sayenizde.:)